1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yunanistan ve Kıbrıs’tan Türkiye için AB’ye çağrı

19 Ağustos 2020

Yunanistan ile Kıbrıs Cumhuriyeti dışişleri bakanları, Doğu Akdeniz’deki gerginlik konusunda Türkiye’ye daha sert bir tutum takınması yönünde Avrupa Birliği’ne çağrıda bulundu.

Sismik araştırma gemisi Oruç Reis Doğu Akdeniz'de faaliyetlerini sürdürüyor
Sismik araştırma gemisi Oruç Reis Doğu Akdeniz'de faaliyetlerini sürdürüyorFotoğraf: picture-alliance/dpa/DHA/I. Laleli

Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz kaynaklarının çıkartılması üzerinden yaşanan deniz yetki alanı konusunda gerginlik devam ederken, Yunanistan ile Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Birliği’ne (AB) Türkiye’ye daha sert bir tutum takınması için çağrıda bulundu.

Doğu Akdeniz’deki gerginlik konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti ile koordinasyonu sağlamak üzere Lefkoşa’ya giden Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, burada Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ve Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ile görüştü.

Hristodulidis ile görüşmesinin ardından basına konuşan Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, “Türkiye’nin (Doğu Akdeniz’de) dozunu artırdığı saldırganlığı AB’yi hedef almaktadır ve o nedenle buna karşı gelebilmek için AB’nin tepkisinin de dozu artırılmalıdır” dedi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı DendiasFotoğraf: picture-alliance/AA/A. Hosbas

Türkiye’nin, sismik araştırma gemisi Oruç Reis’e eşlik etmesi için Türk donanmasına ait savaş gemilerini Doğu Akdeniz’e göndermesini eleştiren Dendias, Oruç Reis gemisinin Yunanistan ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kendi münhasır ekonomik alanları olarak gördüğü alanlarda “yasa dışı” olarak faaliyet gösterdiğini söyledi.

AB'den yaptırım listesi beklentisi

Dendias, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin “kendi seçimlerinin çözümsüz doğasına ihanet eden bir tırmanma ve kabul edilemez bir askerileşme” olduğunu belirtti. 

Bakan Dendias, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in bu ay içerisinde AB’nin 27 üyesinin dışişleri bakanlarına Türkiye’ye yönelik bir dizi muhtemel yaptırımlar listesi göndereceğini ifade etti. Konunun, AB’nin Akdeniz’e kıyısı olan yedi ülkenin eylül ayındaki toplantısında ve 24-25 Eylül tarihlerinde yapılması planlanan AB liderler zirvesinde ele alınması bekleniyor.

“Ödül ve ceza” modeli

Görüşme sonrası açıklamalarda  bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hristodulidis ise AB üye devletlerinin, Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin geleceğinin Doğu Akdeniz’de yaşananlara bağlı olduğu düşündüğünü söyledi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB-Türkiye ilişkilerinde “ödül ve ceza” modelini desteklediğini belirten Hristodulidis, iki taraf arasındaki işbirliğinin, AB’nin temel değerlerinin ihlal edilmesi halinde “sağlam bir tepki” ile dengelenmesi gerektiğini aktardı.

Her iki ülkenin dışişleri bakanları Doğu Akdeniz’deki gerginliğin azaltılması için Türkiye ile diyaloğa açık olduklarını belirtti. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, “Her zaman diyalogdan yanayız ancak diyalog uluslararası hukuk, denizler hukuku ve iyi komşuluk ilişkileri ile uyumlu olmazsa gerçekleşemez” dedi.

Yunanistan-Mısır anlaşması Mısır parlamentosundan geçti

Doğu Akdeniz’deki gerginliği artıran konulardan olan ve Mısır ile Yunanistan arasında ay başında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının Mısır parlamentosundan geçtiği belirtildi.

Mısır devletinin resmi haber ajansı olan MENA’nın geçtiği habere göre, Mısır ile Yunanistan’ın Akdeniz sınırlarının büyük bir kısmının belirlendiği ve iki ülke arasında yer alan petrol ve gaz rezervlerinin bulunduğu bölgede Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan edilmesi konusunda uzlaşıldığı anlaşmanın Salı günü Mısır parlamentosunda kabul edildiği belirtildi.

Türkiye, Yunanistan ile Mısır arasında varılan bu anlaşmasının açıklanmasının ardından kendisi için “yok hükmünde” olduğunu açıklamıştı. Mısır ile Yunanistan’ın vardığı anlaşma, Türkiye'nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının ardından gelmişti.  Mısır ve Yunanistan, bu anlaşmanın uluslararası hukukun ihlali olduğunu savunuyor.

AP,AFP/DÇÜ,JD

©Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik