Almanya, borç batağı içindeki Yunanistan’a mali yardımda bulunmaya hazır. Ancak bu yardımın, Alman vergi mükellefine pahalıya geleceği de aşikâr. Peki İspanya ya da Portekiz de bir gün yardıma ihtiyaç duyarsa ne olacak?

Bir yandan bir domino etkisinin ortaya çıkmasından endişe eden politikacılar, öte yandan da finans piyasalarının düzenlenmesinin bugüne dek başarılamamış olmasından dolayı öfkeli. Yunanistan’a mali yardımdan kaçış olmadığı kesin. Almanya Başbakanı Angela Merkel de uzun bir tereddütten sonra bunun farkına vardı.

Ancak yardımın koşullara bağlanıp kalıcı olması gerektiğinde ısrar eden Merkel, "Almanya yardım edecek ama sadece gerekli şartlar hazır olduğunda yardım edeceğimizi vurgulamak istiyorum. Yunanistan'da makul, inanılır, ayrıca kayırmasız bir programın uygulanması ve bununla ilgili analizlerin yapılması halinde krizin üstesinden gelinebileceğinde ısrar etmeliyiz. Çünkü bunu çok sık yaşadık. Örneğin Yunanistan 2000 yılında Euro Bölgesi’ne girdiğinde, bu yapılmadı" diye konuştu.

Yunanistan’ın Euro Bölgesi’ne alınışından bu yana ihmal ettiği sorumlulukları telafi ederek yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğine inanılıyor. Almanya Ekonomi Bakanı Rainer Brüderle, Yunanistan’ın yerine getirmesi gereken koşulları, "Çözümün merkezi Yunanistan'da bulunuyor. Yunanlar, başka bir yol tutmalı, rekabet yeteneklerini artırmalı ve kendi çıkarlarına göre yaşamaktan vazgeçmeliler" sözleriyle dile getiriyor.

Almanya yardımı tartışıyor

Alman hükümeti, kurtarma programı IMF, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu tarafından onaylandıktan sonra, kredi yardımında kendi payına düşen miktarı üstlenmek istiyor. Ancak meblağ konusunda resmî açıdan hâlâ bir belirsizlik hâkim.

Gelecek hafta Federal Alman Meclisi ve Federal Konsey'de kabul edilmesi beklenen Almanya Maliye Bakanlığı’nın yasa tasarısında, parantez içerisinde ilk yıl için 8 milyar 400 milyon Euro'luk tutar öngörülüyor. Gelecek iki yıl için öngörülen miktar ise “X“ harfiyle belirtiliyor.

Muhalefet, kendisi de yüksek miktarda borç yükü altında bulunan Almanya’nın milyarlarca euroluk yardımın nasıl finanse edebileceğine dair bazı önerilerde bulunuyor. Sosyal Demokrat Parti, finans işlemlerine vergi konulmasını talep ederken, Sol Parti ise bankaların da Yunanistan’a yapılacak yardıma dahil erilmesini istiyor.

Finans piyasalarının reformu

Özel alacaklıların da kapsam dışında bırakılamayacağını belirten Sol Partili Gesine Lötzsch ise finans piyasalarının mutlaka reformdan geçirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

"Finans piyasasının tehlikelerden uzaklaştırılıp yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Etkili bir özel banka vergisi, mali işlemler vergisi ve ayrıca milyonerlerden yani çok zenginlerden alınacak vergilere ihtiyacımız var. Şu anda içinde bulunduğumuz finans sisteminde ülkelerin iflası üzerine bahis oynanmasını çok kötü buluyorum. Bahislerin yasaklanması gerektiği kanaatindeyiz. Eğer yasaklanmıyorsa, o zaman bunlardan en az yüzde 99 oranında vergi alınmalıdır."

Köhler finans sektörünü suçladı

Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler ise Münih’te düzenlenen Ekonomi Forumu’nda, uluslararası finans sektörünü sorumsuz çalışmak ve kârını artırmak için sözde finansal yenilikler adı altında içinde ne olduğunu kimsenin anlayamadığı finans ürünleri yaratmakla suçladı. Köhler, finans sektörünün böylece bütün ekonomiyi riske soktuğunu kaydetti.

Köhler, "Tüm dünyayı kapsayan yeni bir finans düzeni gerekli. Ancak siyasi açıdan bundan hâlâ uzağız. Yine de her şeye rağmen hâlâ beklemek mi istiyoruz? Euro Grubu'nun kamuoyuna yeni bir düzenleme mercii konusunda özel ve güçlü öneriler sunmasının iyi olacağına inanıyorum. Bazı yatırım modelleri de dâhil olmak üzere finans işlemlerini kısmen yasaklamaktan da çekinilmemeli" şeklinde konuştu.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet ise Münih’teki konferansta daha fazla düzenleme talebinde bulundu. Trichet, finans sektörünün tekrar reel ekonomiye hizmet eder hale gelmesi gerektiğini kaydetti.

© Deutsche Welle Türkçe

Melanie Riedel / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay