Yunanistan hükümeti, çocukların dijital ortamdaki güvenliğini artırmak amacıyla 'Kids Wallet' (Çocuklar için Dijital Kimlik ve Erişim Kontrolü) adlı bir uygulamayı kamuoyuna tanıttı. Uygulama, ebeveynlerin çocuklarının çevrimiçi faaliyetlerini denetlemesine, sosyal medya platformlarında kimlik doğrulaması yapmasına ve ekran süresini sınırlamasına olanak tanıyor.

Mayıs ayı başında Atina'da düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan Dijital Yönetişim Bakanı Dimitris Papastergiou, ''Ebeveynlere, çocuklarını dijital ortamda korumaları için güçlü bir araç sunuyoruz. Bu sadece Yunanistan'ın değil, Avrupa'nın da ihtiyaç duyduğu bir uygulama'' dedi.

Başbakan Kiryakos Mitsotakis de uygulamayı desteklediğini belirterek teknolojinin aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti:

''Restoranlarda ailelerin her bir ferdi telefonuna gömülmüş halde. Birbirleriyle ne zaman konuşuyorlar, merak ediyorum.''

Uygulama nasıl çalışıyor?

Kids Wallet, devletin vergi ödeme ve bürokratik işlemler için halihazırda kullandığı dijital hizmet platformuna entegre bir sistem. Uygulama indirildikten sonra ebeveynler, kendi dijital kimlik bilgileriyle çocuklarına ait bir dijital profil oluşturabiliyor.

Bu profil aracılığıyla çocukların hangi uygulamalara erişebileceği, günlük çevrimiçi süreleri gibi kontroller sağlanabiliyor. Çocukların yaşı ise resmi belgelerle doğrulanıyor.

Uygulamanın kullanımı isteğe bağlı tutulurken ebeveyn izninin gerekli olmadığı yaş sınırı 15 olarak belirlendi. Kids Wallet, çocuğun mesaj içeriklerine erişim sunmuyor ancak genel internet kullanım verilerine ulaşım sağlıyor.

Yunanistan'daki dijital çocukluk gerçeği

Yunanistan'daki kamuoyu araştırma kuruluşu KMOP'un 2024 yılında yayımladığı araştırmaya göre, 9-12 yaş arasındaki çocukların yüzde 76,6'sı kişisel cihazlarla internete erişiyor, yüzde 58,6'sı ise her gün sosyal medya kullanıyor. Ayrıca çocukların yüzde 22,8'i internet ortamında uygunsuz içeriklerle karşılaşmış.

Bu veriler, devletin neden doğrudan bir dijital çözüm geliştirme gereği hissettiğini de açıklıyor. Bakanlık, dijital platformlara çağrıda bulunarak uygulamanın hayata geçirilmesi sürecinde iş birliği yapmalarını istedi.

Avrupa genelinde dijitalleşme ve çocuk sağlığına etkileri

Yunanistan'ın attığı bu adım, Avrupa genelinde dijitalleşmenin çocuklar üzerindeki etkileriyle ilgili büyüyen endişelerle örtüşüyor. Almanya'nın en büyük sağlık sigortalarından biri olan DAK-Gesundheit tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 10-17 yaş arası çocukların yüzde 25'inden fazlasının sosyal medyayı sağlık açısından sorunlu bir biçimde kullandığını ortaya koydu.

Berlin'de kamuoyuyla paylaşılan bulgulara göre, pandemi sonrası dijital medya kullanımında artış devam ediyor. Araştırma, çocukların günde ortalama 157 dakika sosyal medya kullandığını gösterirken bu sürenin 2019'a kıyasla yarım saat daha fazla olduğu vurgulandı.

DAK Genel Müdürü Andreas Storm, konuyla ilgili açıklamasında medya bağımlılığının gençler için ''kalıcı ve ciddi bir sorun haline geldiğini'' belirtti. Storm, bu durumun sağlık sorunlarına ve sosyal çatışmalara yol açtığını vurguladı. Ayrıca gençlerin yüzde 35,2'si, başkalarının telefon kullanımından dolayı görmezden gelindiklerini ifade ederken yüzde 25,2'si bunun sosyal sorunlara yol açtığını bildirdi.

DSÖ'den siber zorbalıkta yükseliş uyarısı

Dijitalleşmenin yalnızca ekran süresiyle sınırlı kalmadığı, aynı zamanda yeni şiddet biçimlerini de beraberinde getirdiği görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisi tarafından 44 ülkede yürütülen ve Mart 2024'te yayımlanan ''Okul Çağındaki Çocukların Sağlık Davranışları'' (HBSC) araştırması, 2018'den bu yana siber zorbalıkta artış olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre, 11, 13 ve 15 yaşlarındaki çocuklar arasında en yüksek siber zorbalık oranı 13 yaş grubunda görüldü. Gençlerin yaklaşık yüzde 15'i son birkaç ay içinde en az bir kez siber zorbalığa maruz kaldığını bildirdi. Erkek çocuklar fiziksel zorbalıkta öne çıkarken kız çocuklarında 11 ve 13 yaşlarında siber zorbalığın yükseldiği gözlemlendi.

DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge, dijital şiddetin gençlerin sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini vurgulayarak şu uyarıda bulundu: ''Gençlerin her gün altı saate kadar çevrimiçi olduğu bu çağda, zorbalık oranlarındaki küçük artışlar bile binlerce genç için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.''

Hem DSÖ'nün hem de HBSC araştırmasının yazarları, siber zorbalıkla mücadelede yalnızca ailelerin ya da okulların değil, hükümetlerin ve dijital platformların da aktif rol alması gerektiğine dikkat çekiyor. Araştırmada, toplumsal düzeyde dijital okuryazarlığın artırılması, empati eğitimi ve sağlıklı çatışma çözüm yollarının öğretilmesi gerektiği belirtiliyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?