1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yunanistan'daki kriz yatırımcıları korkutuyor

7 Mayıs 2010

Yunanistan’ın borç krizi Avrupa ekonomilerinin istikrarını tehdit ediyor. Yunanistan’a yatırım yapan yabancı şirketler ve bankalar da tetikte. Peki Yunanistan krizi Alman iş dünyası için ne anlam ifade ediyor?

Fotoğraf: DW

Yunanistan, borç krizi nedeniyle şu an Avrupa gündeminin tam merkezinde. Gerçekte ise coğrafi konumu itibariyle, Avrupa'nın kenarında, Alman ihracatçılar gözüyle bakıldığında neredeyse dışında.

Alman iş dünyası için denizle çevrili 3 bin adaya bölünmüş sadece 11 milyon nüfuslu bir pazar olarak Yunanistan önemli bir rol oynamıyor. Yunanistan'a ihracat, Alman ekonomisinin klasiklerinden, birkaç kimyevi ürün, birkaç makine, birkaç otomobilden ibaret. Alman firmalarına yabancı ülkelerdeki yatırımlarda danışmanlık yapan Germany Trade and Invest Kuruluşu yetkilisi Ingeborg Kozel, Yunanistan'a ihracatın toplam Alman ihracatının yüzde 1'ini bile bulmadığını belirtiyor ve mevcut krizin Alman şirketlerine etkisi konusunda şöyle konuştu:

“Alman ekonomisinin tümüne pek etkisi olmayacaktır. Ancak Yunanistan ile iş yapan özel teşebbüsler için tabii ki farklı etkileri olabilir. Özellikle de Yunan iş ortağının ödeme güçlükleri yaşaması, ödemelerin gecikmesi ya da hiç yapılmaması durumunda. Dolayısıyla Yunanistan krizinin etkilerini, tüm Alman ekonomisi ve özel şirketler olarak iki ayrı sınıfta değerlendirmek gerekir.”

Resesyonda olan Yunanistan'da durumun, yeni ağır tasarruf önlemleri ile daha da kötüleşmesi bekleniyor. Bu da Almanya'dan Yunanistan'a ihracatın daha da azalması anlamına geliyor. Alman ihracatçılar daha krize girilmeden 2009 yılında baş gösteren resesyona tepki olarak ihracatı azaltma yoluna gitmişti. Almanya'dan Yunanistan'a ihracat yüzde 20 oranında azalmıştı.

Yunanistan'ın dış yardım ihtiyacı

Yunanistan, sadece ihracatçılar değil, Alman yatırımcılar için de cazip bir ülke değildi. Komşu Balkan ülkelerine kıyasla Yunanistan'da üretkenliğin düşük, üretimin pahalı olması, karmaşık bürokrasi, istihdam piyasasının katılığı, ayrıca yaygın yolsuzluk ve karmaşık vergi hukuku yatırımcıların gözünü korkutuyordu. Tüm bu etkenlerden dolayı 2008 yılında Almanya'dan yapılan doğrudan yatırımların sadece yüzde 0,5'i Yunanistan'a gitti. Ingoberg Kozel, mevcut durumda Yunanistan'ın acil dış yatırıma ihtiyacı olacağını vurguluyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Yunanistan, şimdi katı tasarruf önlemlerini hayata geçirmek zorunda. Bunun sonucunda müteşşebisler, tüketiciler ve kamu sektörü daha az yatırım yapabilecek. Yunanistan'da artık yabancı yatırımlara çok rağbet olacağını düşünüyorum. Yunan hükümetinin zorunlu özelleştirme programı kapsamında Alman müteşebbislere de fırsatlar doğacak. Özellikle de ulaşım ve enerji sektöründe.”

"Krizin Avrupa'yı sarması engellenmeli"

Kozel, Alman yatırımcıların, yatırım yapacakları alanlarda iyi bilgi sahibi olmaları durumunda krizden büyük kazanç sağlayabileceklerini belirtiyor. Peki Yunanistan krizinin Avrupa'da yayılarak ekonomi ve para birliğini kemirmeye başlaması durumunda ne yapılacak? Unicredit menkul değerler şirketi Almanya bölümü baş iktisatçısı Andreas Rees şunları kaydetti:

“Risk senaryosuna sallantıdaki diğer ülkelerin de eklenmesi durumunda tabii ki etkileri Yunanistan vakasından çok daha olumsuz olur. İspanya’nın Alman ihracatındaki payı yüzde 4, İtalya’nın payı yüzde altı ile 7 arasında. Bu ülkelerin, krizin kendilerine sıçramasını önlemek için ek tasarruf yapması durumunda, bunun doğal olarak Alman şirketlerine etkisi daha ağır olur.”

Alman iş dünyasında genel kanı, Yunanistan'daki yangının İspanya, İtalya ya da Portekiz'e, hatta tüm Euro Bölgesi'ne sıçramadan söndürülmesi gerektiği yönünde. Alman ihracatının yüzde 40'ının Euro Bölgesi ülkelerine yapıldığı düşünüldüğünde krizin Avrupa'ya yayılması, Alman ekonomisi açısından bir felaket senaryosu anlamına geliyor.


© Deutsche Welle Türkçe

Jutta Wasserrab / Çeviri: Gezal Acer

Editör: Beklan Kulaksızoğlu

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik