Yaşlılar açlık sınırında
12 Aralık 2012Yaşlı bir adam bir brandanın içinde dağıtılan sıcak yemeklere bakıyor. Almanya'nın Düsseldorf kentinde, rahipler zor durumda olan insanlara yemek dağıtıyorlar.
Burası, dar gelirli vatandaşların, özellikle yaşlıların karnını doyurabilecekleri tek yer. Brandanın içinde oturanların neredeyse hepsi sırtını sokağa dönerek oturuyor. Dışarıdan geçenler tarafından tanınmatan çekiniyorlar. Yaşlı adamın yanına giderek, hangi sebeple buraya geldiğini soruyoruz. İsmini vermek istemediğini söylüyor ve cevaplıyor: “Ekonomik sıkıntılar yüzünden buraya gelmeye mecburum."
Emekli maaşıyla geçinmek zor
Yaşlı adam, günün birinde bu denli sıkıntı çekmek zorunda kalacağını hiç tahmin etmediğini ekliyor. Aslında dış görünüşüne bakınca, yaşadığı zorlukları anlamak mümkün değil. Düzgün giyimli ve akıcı bir konuşması var. Yaşlı adam, ayda yanlızca 250 euro emeklilik maaşı aldığını söylüyor. Kira, elektrik ve ısınma giderlerini devletin karşılamasına rağmen, ay sonunda elinde yok denecek kadar az bir para kaldığını söylüyor. Para sıkıntısı çekmesinin bir sebebi de iki kez geçirdiği kanser ameliyatları. Emeklilik maaşının büyük bir kısmını, ameliyatlar sonrasında aldığı ilaçlara harcadığını söylüyor.
Yaşlı adam, uzun yıllar bir nakliye şirketinde çalışmış. İşi dolayısıyla Avrupa'nın çeşitli yerlerinde, Asya ve Afrika'da yaşamış. Eski zamanlardan bahsederken gözleri parlıyor: "Yurtdışından emeklilik kasasına ödediğim pirimler nedense ortadan kayboldu. Yoksa şu an aldığımın iki katı daha fazla emeklilik maaşım olacaktı", diye sözlerine devam ediyor.
Ekonomik sorunlar, yanlızlığa itmiş
Yaşlı adam, emeklilik kasasına ödeme yaptığına dair belgeleri kaybetmiş. Bürokratik işlerden fazla anlamadığını ve kimseye güvenmediği için de başkalarından yardım isteyemediğini söylüyor: "Birşey sormak isteyince, hemen 'benim çıkarım ne olacak?' diye soruyorlar. Zaten kimse de bürokratik işlerle uğraşmak istemiyor. Ya da 'maalesef zamanım yok' diyorlar. En iyisi geri çekilip, yanlız kalmak. Çünkü sorunlarım ve şikayetlerimle kimsenin huzurunu bozmak istemiyorum", diye sözlerine devam ediyor.
Yaşlı adam burada da yanlız oturuyor. Gönüllü çalışanlardan biri yemeğini getiriyor. Bugün tavuk, pilav ve salata var. Yemeğini yerken bazen güzel şeyler yaşadığını da ekliyor. Örneğin geçenlerde bir tanıdığı onu bir konsere davet etmiş ve bu onu çok mutlu etmiş. Yaşlı adam, ayrıca bol bol kitap okuduğunu anlatıyor. Fakat yemek dağıtılan yere gelen dövmeli ve alkolik insanlardan rahatsız olduğunu söylüyor.
Rahipler gönüllü çalışıyor
Yemekhanenin yöneticisi rahip Antonius da ilk zamanlar buraya gelen insanlara alışmakta zorlanmış. "Benim için çok acayipti. Çoğu insan kokuyordu. Çok fenaydı. Ama 10, 14 gün sonra bu iş tam bir tutku haline geldi", diyerek şimdiki memnuniyetini bildiriyor.
Antonius 16 senedir bu işi yapıyor. Önceleri sandviç dağıtmış. Şimdi ise bu yemekhaneden 180 kişiye her gün sıcak yemek çıkıyor. Ay sonuna doğru insanların maaşları azalınca, kapasiteyi 220 kişiye kadar çıkarıyorlar. Yemek hizmetinin yanı sıra gelenlere duş ve tuvalet ihtiyaçlarını gidermesini için de yardımcı olduklarını belirtiyor. Tüm bu hizmetlerin geliri, yapılan para ve yiyecek bağışlarıyla karşılanıyor. Fakat rahip Antonius, son zamanlarda bağışların azalmasından şikayetçi. Buna rağmen işini severek yaptığını ve misafirlerini rahat ettirmek için elinden geleni yaptığını sözlerine ekliyor: "Buraya gelenler memnun kaldığında ya da arada sırada teşekkür edip, elinize sağlık dediklerinde mutlu oluyorum. Benim için en önemli şey bu."
© Deutsche Welle Türkçe
Karin Jäger / Nalan Şipar
Editör: Hülya Schenk